Böbrek Sağlığı Hakkında

Kadın Ve Böbrek Sağlığı

Kadın Ve Böbrek Sağlığı


Kadınlar ve Böbrek Hastalıkları Hakkında Neler Biliyoruz ve Bilmiyoruz; Yanıtlanmayan Sorular ve Sorulmayan Yanıtlar:

Kronik Böbrek Hastalığı dünyadaki erişkin popülasyonun yaklaşık %10’unu etkiler: dünya çapında ölümün en sık görülen 20 nedeninden biridir ve hastalar ile aileleri üzerinde çok ciddi etkileri olabilir. Dünya Böbrek Günü ve Uluslararası Kadınlar Günü 2018 yılında aynı güne denk gelmiştir. Böylece kadın sağlığı ve özellikle böbrek sağlığının toplum ve sonraki nesiller üzerindeki önemini düşünmek, öğrendiklerimizi daha geniş bir şekilde uygulayabilmek için böbrek hastalığının benzersiz yönleri konusunda daha meraklı olmaya çalışmak için bir fırsat sunmaktadır.

Dünya nüfusunun yaklaşık %50’sini oluşturan kızlar ve kadınlar toplum ve ailelerine önemli katkılar yaparlar. Dünya çapında eğitime erişim, tıbbi bakım ve klinik çalışmalara katılmada cinsiyetle ilgili farklılıklar bulunmaya devam etmektedir. Hamilelik kadınlar için eşsiz bir dönemdir ve böbrek hastalığına tanı konması fırsatı yaratır ama aynı zamanda böbrek sağlığı açısından gelecek nesilleri etkileyebilecek akut ve kronik böbrek hastalıklarının ortaya çıkabileceği bir durumdur. Kadınları etkilemesi daha olası olan ve çocuk sahibi olma ve fetus üzerinde çok önemli sonuçlar doğurabilecek çeşitli otoimmün ve başka hastalıklar bulunmaktadır. Kadınların diyaliz komplikasyonları erkeklerden farklıdır ve böbrek naklinde alıcı olmak yerine verici olma olasılıkları daha yüksektir.

Kaynak : http://tndt.org/summary.php3?id=1267http://tndt.org/pdf/pdf_TNDT_1267.pdf

Kadın ve Diyabet

Doç. Dr. F. Ela Keskin

SBÜ Gaziosmanpaşa Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Dünyada yaklaşık 199 milyon diyabetik kadın olduğunu ve bu rakamın 2040 yılında 313 milyona ulaşacağının tahmin edilmektedir. Diyabet dünya genelindeki kadın ölümlerinin en sık 9. nedeni ve her yıl 2,1 milyon kadının ölümünden sorumlu. Diyabetli kadınlarda KAH riski 10 kat artmıştır. Dolayısıyla Diyabetin hafife alınması önemli bir hatadır, korunmak için gerekli önlemler alınmalıdır.

Diyabeti nasıl tanımlayabiliriz?

Diyabet, vücudumuzda pankreas bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretememesi ya da bu hormonun dokularda etkili bir şekilde kullanılamaması durumunda gelişen ve ömür boyu süren bir hastalıktır.Glukozun kullanılamaması sonucu kanda şeker düzeyi yükselir.

Diyabet hastalığının belirtileri: Aşırı susama, sık idrara çıkma, iştah artışı, yorgunluk, istem dışı kilo kaybı, bulanık görme, ayaklarda hissizlik, uyuşma ve tekrarlayan enfeksiyonlardır.

Kan şekerinin sürekli yüksek olması sonucu ileri dönemde damar ve sinir tahribatına bağlı önemli sağlık sorunları gelişebilir. Kalp-damar hastalıkları, felç, diyaliz ve böbrek naklini gerektirebilecek böbrek sorunları, göz sorunları ve körlük , ayak yaraları, duyu kayıpları, sık enfeksiyonlar, yara iyileşmesinde gecikme, cinsel sorunlar gibi birçok sorun diyabetin habercisidir.

Diyabete bağlı olarak yıllar içerisinde pek çok organda çeşitli fonksiyon bozuklukları oluşmaktadır. Bunlardan en önemlilerinden birisi diyabetin böbrek üzerinde oluşturduğu hasardır. Tıpki dünyada olduğu gibi Türkiye'de de diyabetik nefropati (diyabete bağlı böbrek hastalığı) son dönem böbrek yetersizliğinin nedeni olarak ön plana geçmiş durumda. Hem tip1 hem de tip 2 diyabetli hastaların yüzde 20-30'unda böbrekte problem gelişmektedir. diyabete bağlı böbrek hastalığında idrarda protein kaçağı (proteinüri ), vücutta şişlik (ödem), tansiyon yüksekliği ve böbrek yetersizliği görülür. Ancak bu belirti ve şikayetler son dönemlerde ortaya çıkar. Hastalık çok uzun süre sessiz seyreder. Diyabete bağlı gelişen böbrek hastalığının erken tanınması için hastaların yıllık olarak idrarda protein atılımının ölçülmesi gerekir. Diyabete bağlı böbrek hasarı ne kadar erken tespit edilir ve tedavi edilmeye çalışılırsa kronik böbrek yetmezliğine gidiş o kadar hızlı yavaşlatılabilir. Bunun da hiç şüphesiz en kolay yolu kan şekeri düzeyinin doktorlar tarafından belirlenen hedef düzeylerde tutulması, tedavi planının en doğru şekilde yapılması ve takibidir.

Diyabetik kadınlardaki diğer önemli bir böbrek problemi ise idrarla fazla miktarda atılan glukozun oluşturduğu bakteriyel enfeksiyona yatkınlıktır. Kadın olmanın bütün zorluğunu toplumun her alanında yaşayan bireyler olarak bu extra yükleri aşabilmemiz gene kendimize duyduğumuz saygı ve hastalığa verdiğimiz ciddiyet ile sağlanabilir. Kadın diyabetlilerin farkındalıkları artırılamalı ve unutulmamalıdır ki kadınların sahip olduğu obezite, menapoz gibi ek risk faktörleri yaşam tarzı değişiklikleri, yeme alışkanlıklarının düzeltilmesi ve egzersizin hayatlarına alınması ile azaltılabilir.

Gebelik Kadın ve Böbrek Sağlığı

Doç. Dr. İbrahim Halil Kalelioğlu

Kadın yaşamının en önemli dönemlerinden biri gebeliktir. Gebelik dönemi aslında kadın sağlığı açısından şanslı bir dönemdir. Kaliteli ve yeterli gebe bakımı alan bir kadın açısından gebelik döneminde yaşamın sonraki dönemleri açısından bir çok ipucu elde edilir. Örneğin daha önceden diyabetik olmayan bir kadının gebeliğinde gebelik diyabeti ortaya çıkarsa bu kadın gebelikten sonra hayatının ileri evrelerinde diyabet hastası olma açısından risk altında olur. Eğer bu bilinirse sonraki dönemlerde diyet ve egzersiz gibi yaşam tarzı değişiklikleri neticesinde diyabet oluşmasının önüne geçilebilir. Benzer durum gebeliğinde gebelikle ilişkili hipertansif hastalık gelişiminin de söz konusudur. Gebeliğinde bir kadının tansiyonu yükselirse ileri yaşlarda o kaının hipertansiyon hastası olma riski artar ve yaşam tarzında değişiklikler yaparak ileri yaşlarda hipertansiyon gelişmesinin önüne geçilebilir.

Böbrek sağlığı açısından da gebelik önemli bir dönemdir. Günümüzde kadın diyaliz hastalarının önemli bir kısmının diyalize olan ihtiyaçları gebelik döneminde gelişen sorunlar neticesinde ortaya çıkmıştır. Örneğin plasentanın doğum öncesi ayrıldığı ablasyo olgularında, gebeliğin hipertansif hastalıklarında, gebelikte ve doğumda oluşabilecek kanama durumlarında ve gebelikte rahim enfeksiyonuna bağlı yaygın sepsis enfeksiyonlarında böbreklerin etkilenip kronik böbrek hastası olma olasılığı söz konusu olabilir. Yani gebe sağlığı böbrek sağlığı ile birlikte olur.

Gelişen Perinatoloji bilimi sayesinde gebelikte anne karnındaki bebeklerin(Fetus) de böbrek sağlığı ile ilgili fikirler edinilmekte ve bu yönde anne karnında tedavilere varacak kadar bakım bu dönemde fetuslara sağlanabilmektedir. Sonuç olarak gebelik dönemi sağlıklı anne, sağlıklı bebek ve sağlıklı böbrekler için önemli bir dönemdir.

Ayrıca Bkz; http://www.tihud.org.tr/uploads/content/kongre/5/5.38.pdf http://www.tihud.org.tr/uploads/content/kongre/10/10.17.pdf

    Obez Market